Irkçılığa Ve Ayrımcılığa Sert Tepki Birlik ve Beraberlik Vurgusu

Güneydoğu Gazeteciler Cemiyet Başkanı Felat Bozarslan'dan 'Gazetecilik Meslek Onuruna Çağrı: Irkçılığa ve Ayrımcılığa Karşı Birlik Mesajı'

'Gazetecilik Meslek Onuruna Çağrı: Irkçılığa ve Ayrımcılığa Karşı Birlik Mesajı'

Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Yüksek İstişare Kurulu WhatsApp grubunda Kürtleri hedef alan ve nefret söylemi içeren bir paylaşım yapılmış, ancak bu duruma tepki gösterilmemiştir. Bu sessizlik, ayrımcılığa ve ırkçılığa zemin hazırlayan bir ortam yaratmıştır. TGF yönetiminin, bu paylaşıma karşı harekete geçmek yerine, olayları örtbas etme çabası ise kabul edilemez bir tutumdur.

Sayın Felat Bozarslan'ın açıklaması;

Bilindiği gibi, Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) bileşeni, GGC Başkanı da TGF Yüksek İstişare Kurulu üyesidir.

'TGF Yüksek İstişare Kurulu WhatsApp grubunda, dün akşam Kürtleri hedef alan, hakaret içerikli, ayrıştırıcı ve ırkçı ifadeler içeren bir paylaşım yapılmıştır.

Bu paylaşımda şu ifadeler yer almıştır:

'ATATÜRK VE KÜRTLER - GÖKÇE FIRAT

Atatürk medeni bilgiler kitabında şu uyarıyı yapar.

' Bugünkü Türk milleti siyasi ve içtimai camiası içinde kendilerine Kürtlük fikri ,Çerkezlik, fikri ve hatta Lazlık fikri veya Boşnaklık fikri propaganda edilmek istenmiş vatandaş ve millettaşlarımız vardır.

Fakat mazinin istibdat devirleri mahsulü olan bu yanlış tevsiimler, bir kaç düşman aleti, mürteci beyinsizden maada hiçbir millet ferdi üzerinde tüllümden başka bir tesir hasıl edememiştir.

' Görüldüğü üzere Atatürk ve Cumhuriyet'te Kürtçülerin işine yarayacak bir malzeme yoktur.

Kürtçü tezlerin tam aksine olarak Kürtlerin daha ilk andan itibaren Cumhuriyet'e karşı büyük bir ihanete giriştiklerini gösteriyor.

Kürtler Türklerle birlikte Kurtuluş Savaşı vermek yerine, İngilizler başta olmak üzere işgal kuvvetlerinin desteğini alarak ayaklanmış ve bağımsız bir Kürt devleti kurmak için Kuvayı Milliye hareketine karşı mücadele ederek pek çok bölgede ayaklanma çıkarmışlardır.'

GGC Başkanı Felat Bozarslan, bu nefret dolu ve ayrımcı yazının bir basın meslek örgütünün sayfasında yayınlanmasına tepki göstermiş ve itiraz etmiştir. GGC Başkanı, TGF Genel Başkanı da dhil tüm üyelerin bu duruma sessiz kalmasını protesto ederek TGF Yüksek İstişare Kurulu üyeliğinden istifa etmiş ve şu açıklamayı yapmıştır:

'Bir gazeteci olarak soruyorum; bu saçma sapan yazının bu platformda paylaşılma amacı nedir? Burası bir basın meslek örgütünün grubu mu yoksa ırkçı, faşist bir siyasi akımın propaganda sayfası mı? Biz buranın Türkiye Gazeteciler Federasyonu sayfası olduğunu sanıyorduk. Ancak aradan 5 saat geçmesine rağmen TGF Genel Başkanı da dahil bu gruptaki tek bir gazetecinin bu aşağılık ifadelere itiraz etmediğini görüyorum. Bu mudur evrensel gazetecilik kuralları?

Bu ülkenin asli unsuru olan bir halkı hain ilan etmek ve bu alçakça düşünceyi yaymak en basit ifadeyle hadsizliktir ve bu hadsizliği yapmak kimsenin harcı değildir. Bu hadsizliği kabul etmeyecek ve izin vermeyeceğiz. Bu sapkın düşünceye kanunlar önünde haddini bildirmek de boynumuzun borcudur.

Biz düşünce ve ifade hürriyetinin yılmaz savunucusu olan gerçek gazeteciler bu durumu asla kabul etmiyoruz ve etmeyeceğiz. Dün olduğu gibi bugün de dilimiz sevgi, barış, hoşgörü, kardeşlik ve uzlaşma dili olacak. Dün olduğu gibi bugün de bu hastalıklı düşünceye karşı duracak ve kardeşliği savunacağız.

Tüm bu gerekçelerle zaten bilgim olmadan dhil edildiğim Yüksek İstişare Kurulu'ndan istifa ediyor, resmi istifa dilekçemi ilk iş gününde ileteceğimi bildiriyorum.'( dilekçesini iletmiştir)

TGF yaşanan ırkçılık olayları ve yönetimin bu duruma sessiz kalması, gazetecilik meslek etiğine, demokratik değerlere ve toplumsal barışa vurulan bir darbe olarak tarihe geçti. Bu olaylar karşısında onurlu bir duruş sergileyen Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Felat Bozarslan ve bazı TGF delegelerinin istifaları, gazetecilik mesleğinin evrensel değerlerini savunanlar için önemli bir adım olmuştur.'

Bu açıklamaların ardından sessiz kalmayı içime sindiremeyen Cumhuriyet sevdalısı olarak kendime yakışık bulamazdım.. Sen doğulu ben batılı, sen köylü ben kentli, sen Türk ben Kürt, sen Laz ben Çerkez … sen ben diye uzar gider sonuç hüsrandır..

Bu gelişmeler ışığında, bir gazeteci olarak düşüncelerimi kamuoyuyla paylaşma gereği duyuyorum. Mesleğimizin temel taşı olan insan haklarına, eşitlik ilkesine ve cumhuriyetimizin kazanımlarına olan bağlılığımız, bu tür ayrıştırıcı söylemlere karşı sessiz kalmamayı gerektirir.

Cumhuriyetin Birlik ve Beraberlik Mesajına Gölge Düşürülemez

Bizler, bu topraklarda Çanakkale'de omuz omuza savaşmış halkların mirasçılarıyız. Türkiye Cumhuriyeti'nin temel taşları, farklı kökenlerden gelen insanlarımızın birlikte mücadelesiyle inşa edilmiştir. Cumhuriyet değerlerine zarar vermek isteyenlerin, toplumsal ayrışmayı körükleyerek kaos yaratma çabalarını asla kabul etmeyeceğiz.

Bu tür nefret söylemleri sadece toplumsal barışa değil, mesleğimizin varoluş amacına da ihanet anlamına gelir. Gazetecilik; barışın, kardeşliğin ve adaletin savunucusu olmalıdır. Irkçılık ve ayrımcılık içeren söylemleri kabul etmek, bu değerlere sırt çevirmek demektir.

Duruşumuz Net ve Tavizsiz

Gazeteci Felat Bozarslan'ın bu olaylar karşısındaki onurlu duruşu, gazetecilik mesleğinin insan hakları, kardeşlik ve barış değerleri üzerine inşa edildiğini bir kez daha hatırlatmıştır. Bu duruşu destekliyor ve ayrımcılığa karşı verilen mücadelede daima yanlarında olduğumu ifade ediyorum.

Cumhuriyetçi ve devletçi bir gazeteci olarak, hiçbir topluma, etnik kimliğe ya da inanca yönelik ayrımcılığı kabul etmiyorum. Bu tür olayların karşısında durmaya ve birlik mesajları vermeye devam edeceğim.

Atatürk'ün Mirasını ve Birlik Ruhumuzu Savunacağız

Mustafa Kemal Atatürk'ü ve onun mirasını çarpıtarak ayrımcılığı körüklemek isteyenlerin amacı açıktır: Bu topraklarda asırlardır bir arada yaşamış halkları birbirine düşman etmek. Ancak bizler, Atatürk'ün insan onuruna verdiği değeri ve kardeşlik temelinde inşa ettiği Cumhuriyetimizi asla bu tür oyunlara teslim etmeyeceğiz.

Atatürk, savaş meydanlarında dahi düşmanlarına insanlık onuruna yakışır şekilde muamele etmiştir. Yunan bayrağını yerden aldırarak gösterdiği saygı, onun barışa ve insana verdiği önemin en somut örneklerindendir.

Ziya Gökalp'in şu sözleri bugün de yolumuzu aydınlatmaktadır:

'Kürtleri sevmeyen bir Türk varsa Türk değildir, Türkleri sevmeyen bir Kürt varsa Kürt değildir.'

Bu anlayışla, ayrımcılık yapmaya çalışanlara karşı durmaya devam edeceğiz. Halkların kardeşliğini bozmak isteyenlere geçit vermeyeceğiz. Birlik, beraberlik ve barış mesajlarımız, Cumhuriyetimizin teminatıdır.

Saygılarımla

Esra Ser

Özel Haber

Bakmadan Geçme