Aytuğ İzat

Öz Beka Sorunu

Aytuğ İzat

Öz Beka Sorunu​​​​​​​ 

Özellikle bizim ülkemizde, siyasiler ve milliyetçilikleriyle ünlenen kişiler, dillerine  Beka sorununu pelesenk etmekte pek mahirdirler. Herhangi bir sorunu abartırken, vakur ve tehditkar bir tavırla, “dikkatinizi çekerim, bu çok ciddi bir beka sorunudur” gibi ağır cümleler kullanır, “biz buna asla müsaade etmeyiz. Siz de bizim dediğimizi yapın. Yoksaaaa…maazallah!” türünden kabadayıca kurtarıcılığa soyunurlar. Tehdit, bu yaklaşımın özünde mündemiçtir. (Özellikle bu kavramı kullandım, anlamını henüz öğrenmemiş olanlar, lütfen sözlüklere bakarak dil zenginliğimizin farkına varsınlar.)
Bu türden sahiplenici ve çözüm üretici tavırlarla derdin mi var diye sorabilirsiniz. Gerçek beka sorunuyla karşılaşıldığında bu tavrın varlığı önemli, hem de çok. Maşallah ülkemizde çok yaygın olan bu tavır, iyi yönetilirse, gerçek ve ciddi beka sorunları için de panzehir görevi görebilir.
Dedik mi, dedik.
Gelelim, benim kafamı karıştıran, beka kavramının daha derin açılımlarına. Ki, beka kabadayılarının çoğunluğu belki de bu konulara yeterince kafa yormamış olabilirler.
Beka sorunu nedir? Besleyicileri nelerdir? Nasıl ve kime veya kimlere göre tanımlanır? Önleyici ve başa geldiğinde kurtarıcı çözüm tedbirleri nelerdir?
Konuya geniş açılı bir mercekle yaklaşalım: Beka sorunu, varlığın en temel sorunlarının başında yer alır. Her türden canlı, türünün bekası için çok büyük çaba gösterir. Onlar için geçerli olan, insan türü için de geçerlidir. Kısaca özetleyelim:


1. Her tür, varlığını sürdürebilmesi için, Yaratıcının bahşettiği özel yeteneklere sahiptir. Beka sorunu için en güvenilir kaynak, türün kendine özgü biyopsikososyal örgüsüdür. Bunu bilmek ve o asil kaynağa güvenmek gerek. “Ol” diye komut verene şükürler olsun!
2. Yaradılışın her tür için uymaya mecbur kıldığı bir husus daha vardır: Her tür diğer türlerle uyumlu paylaşımlara muhtaçtır. Yani birlikte var olmayı anlaman, göze alman ve uyum sağlaman, kendi bekanı garantiye almak için çok akıllıca bir tavır olup, elbette zorunludur. Hayat sana bunu acı yollarla da olsa mutlaka öğretir.
3. Türler arası varoluş rekabeti, gerçek olmasına rağmen, belirli bir denge sağlandıktan sonra, diğerinin varlığına saygı göstermeyi de ciddiye almak gerekir. Çünkü, uyumsuzluk yaratanlar, dış güçlerle fesat üzre iş birliği yapanlar, toplumsal sorun yaratanlar diğerlerine elbette bir miktar zarar verebilirler, fakat bununla kendi beka sorunlarını da hızlandırmış olurlar. Binlerce türün bugün yeryüzünden silinmiş olması boşuna değildir.
4. Şimdi, kadını erkeği, yaşlısı genci, Kürdü, Türkü, Ermenisi, Ateisti, siyahı, beyazı.. tüm insanlar… biraz derinden düşünüp, değerlendirin okuduklarınızı. Başkasına parmak uzatmadan önce, kendinizi doğru konumlandırınız.
5. Birleştiren uyumlular tarafında mısınız, yoksa ayrıştıran bozguncular tarafında mı? Huzur mu veriyorsunuz çevrenize, yoksa can yakan tehditler mi savuruyorsunuz?
6. Beka sorununa, ateşe benzin dökerek mi yaklaşıyorsunuz, yoksa yangını söndürmek birinci tercihiniz mi? Cevaplarınızı Allah’ın huzurundaki çıplaklıkla verin lütfen. Unutmayın! Herkesi, hatta kendinizi bile kandırabilirsiniz ama O’nu asla!

Şimdi, ben bu temel özelliklere değindim ya, bazıları için tehdit, diğer bazıları için ise “bu gardaş da bizden” türünden övgülere vesile olabilirim.
Oysa ben kendimi Derviş Yunus’un ruh ikizi gibi görmeyi severim.
O’nun şefkat dolu şu muhteşem çağrısı, benim de çağrımdır:

​​​Gelin Tanış Olalım

Hak cihana doludur,
Kimseler Hakk’ı bilmez.
Onu sen senden iste,
O senden ayrı olmaz. (Varlığın özü bir ve tektir.)

Dünyaya inanırsın,
Rızka benimdir dersin.
Niçin yalan söylersin?
Çün sen dediğin olmaz. (Bencillik etme, özünü abartma!)

Ahret yavlak ıraktır,
Doğruluk tek azıktır
Ayrılık sarp firaktır
Hiç varan geri gelmez. (Ayrılıkçılık kendi sonunu getirir.)

Dünyaya gelen göçer
Bir bir şerbetin içer
Bu bir köprüdür geçer
Cahiller onu bilmez (Cahillerin üzerine pislik yağdırılır..)

Gelin tanış olalım
İşi kolay kılalım
Sevelim sevilelim
Dünya kimseye kalmaz (Varlık fani, insan da.)

Yunus sözün anlarsan
Ma’nisini dinlersen
Sana bir amel gerek
Bunda kimesne kalmaz..(İman, uygun amel gerektirir.)

Her kimsen kim, ister hasta ister hekim, ister şu veya bu kıstaslarla adalet dağıtan hakim… bir ol hele, birliğe (vahdete) yelken aç, birlik çorbasına bir çimdik tat kat..hele oku can, hele düşün, uygun davran…

Davetim budur benim de ey can.. candan evla canımsan!

Not: Devamı gelecek!

Yazarın Diğer Yazıları