Doç. Dr. Birol Azar

Bir Varmış Bir Yokmuş...

Doç. Dr. Birol Azar

Bir Varmış Bir Yokmuş…

Kültürün, özellikle halk kültürünün kıyıda köşede kalmış unutulmuş, fark edilmemiş örnekleriyle günümüzdeki dijital çağın getirdiği, yeni neslin içinden çıkamadığı ailelerin tıkandığı, okulların yetişemediği haz ve hız ilkesinin şekillendirdiği neslin kültürünün arasındaki çatışmayı, boşluğu, ilgisizliği ortaya koyup farkındalık oluşturmaya gayret edeceğimiz bu köşede sizleri sıkmadan sohbet tadında yazılar paylaşacağım. 


Günümüz toplumlarının ve de devletlerin en büyük sorunu olan kültür aktarımının kuşaklar arasında kesintiye uğraması, aktarımın yapılamaması meselesi görünürde çok önemli görünmese de gelecek zamanlarda milletlerin devamlılığı açısından büyük önem arz etmektedir. 

Zira bireyler ve toplumlar ve dahi devletler buhranlı zamanlarında hep özüne dönmeye çalışmışlar benini yakalamaya ondan aldığı ilhamla ayağa kalkmaya çalışmışlardır. Ben’in keşfedilmesi ve yeniden inşada kullanılması kadim zamanlardan beri milletlerin yaptığı en akıllıca iş olmuştur.

 Bir gün bu durumlara düşmemek için kültüre özenle yaklaşılması, yaşatılarak aktarılması, küçük görülmemesi gibi psikolojik süreçler dikkatle izlenmelidir. 


Günümüz neslinin özellikle ebeveynlerinden başlayarak geçmiş nesli ciddiye almaması, sözlerine itibar etmemesi bir zamanların “siz hala annenizin yağını mı kullanıyorsunuz?”   reklamındaki geçmişi kötüleyen, küçümseyen bakışı kırılmadıkça kültür aktarımının merkezi noktası olan ailenin yapısının dağılacağı aşikârdır. 

2025 yılının hükümet tarafından “aile yılı” olarak ilan edilmesi yaklaşan büyük felaketin önüne geçmek için bir fırsat olarak görülmelidir. Bunu düşünen uygulamaya koyan kurumları ve şahısları tebrik etmek bu milletin bir ferdi olarak vazifemizdir. 

Ancak bunun sadece sloganda kalması, içeriğinin doldurulması geçici popülist yaklaşımla ele alınıp geçiştirilmesi daha büyük zararlar verecektir. 

Bireyin bilinç düzeyi ne kadar yüksekse algılama, anlamlandırma, sorumluluk alma yetisi de o derece keskindir. Bu yüzden bilinçli bireyler yetiştirmek için eğitim aileden itibaren verilmeli, okullar sadece bilgi aktarımının yapıldığı, eğitim kurumlarımızın yapılan netlerle övündüğü sistemden çıkılmalı, insanı var edişin, ilahi bir var oluşla birlikte verilmesine dikkat edilmelidir.

 Bu köşede gücünü kültürümüzden alan örneklerle hoş sohbet edip değerlendirmeler yapmaya çalışacağız. 


Bu yüzden de köşemizin adı “ Bir varmış bir yokmuş” olarak hepimizin küçükken dinlediği ama önemsemediği bugün bile boş söylemler için kullanılan “bana masal anlatma” ifadesindeki masalların giriş formelini seçtik ki masalların uyutmak için değil uyandırmak için olduğu anlaşılsın. Başlangıç noktamızdan hareketle bir varmış bir yokmuş diyeceğiz…
 

Yazarın Diğer Yazıları