
DİL CİNSİYETÇİLİĞİ
Duygu Tayhani Bengi
DİL CİNSİYETÇİLİĞİ
Pek çok alanda olduğu gibi dilde de kadın aleyhine cinsiyetçilik yapılması ve kadının dil aracılığıyla da baskı altında tutulması inanılmaz (!) boyutlara geldi.
Zıt siyasi görüşlere sahip insanların/grupların/ takımların ifadelerine bakıldığında cinsiyetçi dil kullanımında ilginç bir benzerlik/ortaklık olduğunu söyleyebiliriz.
Hiç kimseye - kim olursa olsun- annesi, eşi ,kızı yani kadın kimliği/cinsiyeti üzerinden saldırılmamalıdır!
Kişilik haklarını,saygınlığı hedef alan; onur kırıcı, "küfürlü" söyleyişlere, seviyesiz ve hadsiz söylemlere; sadece bize ,sevdiklerimize,yakınlarımıza,değerlerimize/ değerlilerimize yöneltildiğinde değil, hiçbir yerde ve şartta göz yumulmamalıdır.
Eskiden en azından kadınların ve çocukların yanında veya bulundukları ortamlarda ağızdan çıkan sözlere dikkat edilirdi.Geldiğimiz noktada özellikle kadın erkek , genç yaşlı , eğitimli eğitimsiz demeden hemen herkesin hayret verici bir şekilde günlük hayatın içinde - trafikte,şarkı sözlerinde,maçlarda,televizyon izlerken vb.- argo kelimeleri, küfürleri, özellikle kadın cinsiyeti üzerinden yapılan aşağılayıcı ve küçümseyici ifadeleri kullandığına; insanların önem verdikleri her neyse - özellikle Türk toplumunda "anne" nin yeri bambaşkadır- bunun üzerinden küfür türettiğine tanık oluyoruz.
Yetmiyor gibi aşağıdaki savunmaları duyuyoruz:
Kadınlar bu konuda fazla hassasiyet gösteriyor(!)
Söylenen asla o anlamda söylenmiyor(!) ‘Niyetleri' o yönde değil(!)
Ama o da bana/ anneme / liderime/ takımıma /hanımıma küfretti(!)
Çok öfkelendim/korktum/şaşırdım ne yapayım?!
Dil öğretiminde bir dilin kültürüne maruz kalmanın öğrenme sürecini nasıl hızlandırıldığı bilinir. Özellikle çocuklar ve gençlerin bu kültüre (!) evde,sokakta,meydanda,çarşıda pazarda, maçta,radyoda,televizyonda, internet ortamlarında nasıl maruz kaldığı düşünülünce,küfürlü konuşmanın bu ölçüde yayılmasına ve normalleşmesine şaşırmamak gerekir.
Küfretmenin bir iç dökme, kendini rahatlatma, biriken öfkeyi kusma, meydan okuma yöntemi ya da Neyzen Tevfik gibi kullanıldığında " dilin tuzu biberi" olduğunu düşünmek mümkün olsa da kasten veya maksadını aşacak şekilde , adeta bağlaç,nokta ya da ünlem yerine kullanılmasını kabul etmek mümkün olmamalı (!) Özellikle cinsiyetçi söylemin her türlüsüne her zaman karşı olmalı; kadının başka bir kişi üzerinden tanımlanmasını sağlayan (anne, eş, sevgili, kayın valide vb) sıfatlar kullanılırken insana yakışır özen gösterilmelidir.