Duygu Tayhani Bengi

Etki Alanı

Duygu Tayhani Bengi

     ETKİ ALANI

   Bir çürümenin ortasında

     Utancımıza tutunmuş

​​​ ​​​   İyi şeyler düşünerek 

 ​​​​    Yaşamaya çalışıyoruz.”

Dünya genelinde, özellikle ülkemizde gerekli çıkarımlar yapılamadığından olsa gerek(!) tekrarlayan çeşitli olaylar bağlamında öne çıkan toplumsal çürüme, kirlenme, yozlaşma; öz hesap verilebilirlik, denetim, ihmal, ahlaki zekâ kavramları basın yayın organları dışında günlük konuşmalarda da sık sık kullanılır oldu. Artık galat-ı meşhur sayılabilecek A. H. Tanpınar’ın "Türkiye evlatlarına kendisinden başka bir şeyle meşgul olmak imkânını vermiyor.” ve A. Camus’ nun  “Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın.” tespitlerini defalarca okuduk, duyduk. Gördük ki yetki ve sorumluluk dengesi kurul/a/madığında 'güçlünün adaleti ' egemen olur, bu da hukukun ve ahlakın varlığından söz edilmesini imkânsız kılar. Güven, doğruluk, canlı haklarına duyarlılık gibi temel etik değerlerle hareket etmemek, insanlığın bindiği dalı kesmesiyle eş değerdir.

Başımıza gelenlerden çok, başımıza gelenlere verdiğimiz tepkilerin hayatımızda belirleyici olduğuna inananlardan biriyim. Son zamanlarda arka arkaya yaşananlar çoklarımız gibi beni de üzmekle, germekle, kaygılandırmakla, kızdırmakla birlikte hayli düşündürdü ve kendi kendime özellikle şu iki soruyu sorar oldum:

Benim etki alanım ne?

Kendi etki alanım içindeki sorumlulukları layıkıyla yerine getiriyor muyum?

"Etki alanı” ve “ilgili alanı” kavramları, kısaca, “kontrol edebilme ve edememe” ayrımıyla açıklanabilir. Üzerinde kontrolümüz olmayan ancak bizi doğrudan etkileyen her şey ilgi alanımızı; kontrol edebildiğimiz, şekillendirip yönetebildiğimiz unsurlar da etki alanımızı oluşturur.

Doğa kaynaklı afetler tüm insanlığın ilgi alanındadır; her zaman önlenemeyebilirler ancak bunlara bağlı can ve mal kayıpları önlenebilir, bu kontrol edilebilir bir durumdur yani etki alanımıza girer. Farkındalık yaratmak, çözümün parçası olmak, hesap vermek /sormak,  önlem almak, süreci takip etmek… etki alanımızdadır ve etki alanları kişiden kişiye değişebilir.

Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı ‘nda proaktif ve reaktif insanların seçimleri şu şekilde belirtilir:

“Proaktif insanlar, çabalarına odak noktası olarak etki alanını seçerler. Bir şeyler yapabilecekleri işlerin üzerinde çalışırlar. Enerjilerinin doğası pozitif, genişletici ve büyütücü olduğundan etki alanlarının da büyümesine yol açar. Diğer yandan reaktif insanlar, çabalarına odak noktası olarak ilgi alanını seçerler. Başkalarının zayıflıklarına, çevredeki sorunlara ve denetleyemedikleri koşullara odaklanırlar. Odaklandıkları nokta suçlayıcı davranışlara, reaktif bir dile ve gitgide artan bir mağduriyet duygusuna neden olur. O odaktan yayılan negatif enerji, bir şeyler yapabilecekleri alanların ihmaliyle birleştiğinde etki alanları küçülür.”

"Elimden geleni yaptım. " cümlesi çaresizliği ifade edebildiği gibi rağmenlere rağmen yola koyulma/devam etme cesaretini, hayata/Yaratan' a güveni yani teslimiyeti, akışta olma halini de ifade eder. Diliyorum her birimiz etki alanlarımızın farkında olup elimizden gelenin en iyisini yapma çabasında oluruz.

Haftanın sözü; çok sevdiğim ve zor zamanlarda, yetersiz ya da y/etkisiz hissettikçe tekrarladığım , tüm zamanlara hitap eden şu kadim dua olsun:

"Tanrım, bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için cesaret, değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için sabır/metanet ve ikisi arasındaki farkı anlayabilmek için de bilgelik/akıl ver.” 

​​​​​​​​​​Duygu Tayhani Bengi

Yazarın Diğer Yazıları