E. General Fatih Bengi

Onlar Bizim Çocuklarımız, Yarınlarımız.

E. General Fatih Bengi

ONLAR BİZİM ÇOCUKLARIMIZ, YARINLARIMIZ.


30 Ağustos Zafer Bayramı'nda yapılan Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde mezun olan öğrencilerin bazıları, kılıçlarını havaya kaldırarak hep bir ağızdan "Mustafa Kemal'in askerleriyiz." demişti.
Öğrenciler, dönem birincisi Ebru Eroğlu'nun öncülüğünde şu sözlerle hep bir ağızdan ant içmişti:
"Ant içeriz ki laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, yüce Türk ulusunun namus ve şerefine, aziz vatanın bir karış toprağına uzanacak eller karşısında bizi bulacak ve kılıçlarımız daima keskin ve hazır olacaktır. Bizler Türk istikbâlinin evlatlarıyız. Şerefimizle doğduk, şerefimizle yaşayacağız. Ne mutlu Türk'üm diyene!"
Bu görüntüler sosyal medya hesaplarında da paylaşılmış, ardından siyasetin gündemine yerleşmişti.

Milli Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, Kara Harp Okulundaki mezuniyet töreninde teğmenlerin resmi olmayan kılıçlı görüntülerine ilişkin, 'Suç, amirlerin ikazlarına rağmen basını da davet etmek suretiyle alternatif yemin organize ederek disiplinsizlik yapmaktır. Sorumluluğu olanlar disipline sevk edildi.' diye bildirildi.

Yüksek Disiplin Kurulu'nun toplantısından sonra Milli Savunma Bakanlığı (MSB), beş teğmene ve üç disiplin amirine Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayırma (ihraç) cezası verildiğini açıkladı.
MSB açıklamasında, "Önceliği müesses disiplinin muhafazası ve idamesi olan Türk Silahlı Kuvvetlerimizde; disipline aykırı hiçbir eylem, olay ve duruma müsamaha gösterilmeyeceğinden en ufak bir şüphe duyulmamalıdır." ifadesine yer verildi.

Son zamanlarda  TSK'da  tarikat müdavimi cübbeli amiral, 10 Kasım’da Atatürk rozeti takmayan teğmenler vs. gibi  bizi kaygılandıran  olaylar yaşayınca 
aklımıza neden içinde hiçbir siyasi mesaj olmayan   hatta laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, yüce Türk ulusunun namus ve şerefine kastedeceklerin karşılarında kendilerini bulacaklarına namusları şerefleri üzerine  yemin edilen  andın okunmasına  müsade edilmiyor, diye geliyor. Burada "Ne mutlu Türk'üm  diyene" sözleri mi suç ? Yoksa "laiklik"  sözü mü? Yoksa " Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlığı"  mı , "ülkenin bölünmez bütünlüğü" mü rahatsızlık verici? Sanırım "Mustafa Kemal'in askeri olmak" birilerini rahatsız ediyor.

Bence ordusuna, devletine, Anayasa’sına bağlı genç teğmenlerin yemin töreni TSK’nın itibarına zarar vermemiştir.
Aksine Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e bağlılık bildirmek, subaylarımız için bir tarihi bilinç ve sorumluluktur.

Kaldı ki Türkiye Cumhuriyeti, Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde demokratik ve laik hukuk devleti ilkesi üzerine inşa edilmiş, devlet düzenini bu kurucu anayasal değerlere dayandırmıştır.

Dolayısıyla Türk Silahlı Kuvvetlerine mensup genç subayların, kurucu değerlere bağlılığı ifade özgürlüğünün toplu kullanımı olup Anayasa güvencesi altındadır.
Ayrıca söz konusu eylemin 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu'nun 20’nci maddesinde düzenlenen TSK’dan ayırma cezasını gerektiren sınırlı sayıdaki hallerin kapsamında sayılamayacağı anılan kanunun yorumundan açıkça anlaşılmaktadır.

Milli Savunma Üniversitesinin MİSYONU resmi internet sitesinde aşağıdaki cümlelerle yazılmıştır: 
“Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaç duyduğu, DEMOKRATİK, LAİK VE SOSYAL HUKUK DEVLETİ İLKELERİNE, vatanına, milletine ve devletine bağlı, görev bilinci, şeref, sadakat ve sorumluluk değerleri ile donatılmış, ATATÜRK İLKE VE İNKILAPLARINI BENİMSEYEN analitik düşünen, donanımlı, özgüvene sahip seçkin subay ve astsubayları yetiştirmek ve geliştirmek " yazıyor.

Tarikat, cemaat şeyhlerinin ayak dibine çömelmeyerek, Atamızın  “Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye lâyıksın.” sözüne lâyık kahraman Türk kadın subayları olarak TSK tarihinde ilk kez Kara, Hava ve Deniz Harp Okullarının birincileri kadın teğmenler oldu. Kara Harp Okulundan mezun olan Teğmen Ebru Eroğlu da onlardan biridir.

Mustafa Kemal Atatürk 
sıradan bir başkomutan değildir,
o bir ölüm kalım savaşını kazanan Türk ordusunun ebedi başkomutanıdır.
Mustafa Kemal Atatürk, herhangi bir siyasetçi de değildir; siyaset üstü üstün bir şahsiyettir; O tam bağımsız, laik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucu önderidir.
Osmanlı’nın küllerinden Türkiye Cumhuriyeti'ni çıkaran Mustafa Kemal Atatürk’ten başkası değildir.
Türk ordusu, Türk milleti ve Türk devleti Mustafa Kemal Atatürk’le özdeşleşmiştir. 
Cumhuriyetimizin kurucusu ve Türk milletinin kurtarıcısı Mustafa Kemal’in askeri olmak gururdur, onurdur, şereftir…
Halkı Kuva-yi Milliye ruhu ile bir araya getirmiş, ordusunu kurmuş, ordunun başkomutanı olmuş, meclisi ile Anayasası ile tüm kurumları ile T.C. Devleti’nin kurucusu olan ,Dünya'nın saygı duyduğu, tarihte mazlum milletlere önderlik etmiş ATATÜRK’ ün askeri olmak kadar doğal ne vardır(!)
Bu nedenledir ki Türk ordusu mensuplarının “Mustafa Kemal’in askerleriyiz.” demesi  çok doğal değil mi?

 

Eğer ATATÜRK ilke ve inkılaplarına aykırı düşünen bir asker (general, subay, astsubay, uzman, sivil memur) varsa yasal işlem yapılması gereken o kişidir.

Cumhuriyete bağlılık yemini eden beş teğmenin albay, yarbay ve binbaşı rütbesinde üç disiplin amiriyle birlikte ordudan ihraç edilmesi, Türkiye için bir dönüm noktası olmuştur.
İhraç kararı Atatürk ilke ve devrimlerinin kıymetini bilen halkın büyük çoğunluğunun kalbini kırarken şeriat devleti kurmaya azmetmiş azınlığın cesaretini arttırmıştır.
Ama bu cesur yürekli teğmenler, tarihe geçen şanlı eylemleriyle Türk ordusunun içinde sadece tarikat ve cemaatlerin değil; laik, demokratik, sosyal, hukuk devletini savunanların da var olduğunu göstermişlerdir.


Bu gençler MUSTAFA KEMAL' İN ASKERLERİ olmayıp da yakın geçmişte örneğini gördüğümüz gibi cemaat şeyhinin askeri olup millete kurşun mu sıkmalıydı? Ordudaki Fetö yapılanmasına göz yumulunca neler olduğunu 15 Temmuz'da  gördük. Bir meczupun peşinden gidip halkına kurşun atan sözde Silahlı Kuvvetler mensubu hainler asıl TSK'ye zarar vermiştir. Bu da tıpkı Balkan Harbi'nde olduğu gibi TSK'yı politize etmenin sonucudur.
Bazı okullarda, polis yemin törenlerinde resmi yemin metni yerine kendi uydurdukları yemin metni okuyanların videoları internette dolaşıyor, bugün konuşanlar dahil kimsenin sesi çıkmıyor.

 

40 bin kişinin katili PKK terör örgütü elebaşısının  meclisin bu kutsal çatısı altına davet edilmesi binlerce şehit veren Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarını zedelememiş midir? Halkın, şehit analarının üzülmesine neden olmamış mıdır ? Ordusuna, devletine, anayasasına bağlı genç teğmenlerin yemin töreni mi TSK’nın itibarına zarar vermiştir?


Beni asıl üzen ve derin düşüncelere sevkeden şey sarıklı, cübbeli, Atatürk ilke ve inkılâplarına muhalif ,aşırı politik askeri personele hiçbir şey yapılmazken, Cumhuriyet sevdalısı, Atatürk ilke ve inkılâplarına gönülden bağlı pırıl pırıl  genç subayların ve amirlerinin Türk  Silahlı Kuvvetlerinden ihraç edilmesidir.


Ben 1977/1981 yılları arasında Atatürk'ün de mezun olduğu Mekteb-i Harbiye (Kara Harp Okulu)de okudum.
Yaklaşık 38 sene  TSK'de çeşitli kademelerde bu ülkeye hizmet etmeye çalıştım. Bizim zamanımızda çok güzel bazı askeri teamüller vardı: Kıtaya yeni katılmış teğmen, astsubay ,çavuş, askeri memur gibi kişilere mevzuat dahilinde müsamaha gösterilir, genç kuvvet mensuplarını TSK'ye kazandırmak için çaba sarf edilirdi .Çünkü kıta yaşamı zordur, okul hayatına benzemez. Bu adaptasyon zamanında da bu gençler ülke menfaatleri yönünde nakış gibi işlenirdi.


Siz en ufak hatalarında, belki de heyecanlarına bağlı ilk hatalarında bunları cezalandırırsanız bir gonca  gülü açmadan soldurursunuz. Bu gençler için ailelerin bütün emekleri ,devletimizin yapmış olduğu onca çaba ve emek yok olur gider. Bu da ülkemiz için büyük bir israftır.1960 darbesinde de 12 Eylül faşizan darbesinde de birçok gencimiz aynı akıbete uğramıştır. Biz 12 Eylül döneminde yaşadık bunları; o zaman atılan birçok arkadaşımızın hiçbir suçu yoktu , sonrasında gördük ki hepsi bu ülkeye yararlı birer vatandaş oldular. Kimi akademisyen ,kimi mühendis, kimi iş adamı, kimi doktor olarak bu ülkeye hizmet ettiler, ediyorlar. O zaman da yapılan çok büyük hataydı sonra bu insanlara hakları iade edildi. Onlar ve sevenleri aileleri büyük acı çektiler, yapılanlar yapanların yanına kâr olarak kaldı. Şimdi de büyük hata yapılıyor. Ülkemizde maalesef insan hayatı bu kadar ucuz, geçmişten de ders almıyoruz.

Söylenecek çok şey var ama anlayacak var mı ? Benim için bu gençler ve amirleri Atatürk'ün gerçek askerleri. Onlar hiçbir şeyden korkmadan, siyaset yapmadan  Cumhuriyet için, Atamız için yüksek sesle haykırmışlar ve gönüllerimizde en müstesna yerlerini almışlardır, tarih onları da sırf makam ve koltuk sevdası için  onları harcayanları da asla unutmayacaktır.

E. General Fatih BENGİ

Yazarın Diğer Yazıları