
Onlar Dönmeyi Asla Düşünmediler
E. General Fatih Bengi
ONLAR DÖNMEYİ ASLA DÜŞÜNMEDİLER!
"Çanakkale'de başarılı olamadık. Nasıl başarılı olurduk ki? Zira Türkler yuvasına girilmiş aslanların hiddetiyle, cüret ve cesaret kahramanlığı ile savaşıyorlardı. Böyle bir millet görmedim."
Sir Julien Corbet
18 Mart 1915, Türk tarihinde bir askeri ve siyasi başarı olmaktan öte inanç, azim ve yiğitlikle örülmüş bir destanın yaradılış tarihidir. Çanakkale Zaferi, vatanseverlik,fedakarlık,cesaret gibi yüksek faziletlerin kahramanca sergilendiği, vatan topraklarını korumak için şahlanan bir milletin bağımsızlığının ve egemenlik aşkının ibret verici kahramanlık destanıdır. Bu destansı zaferin temelinde güçlü bir inanç, büyük bir vatan aşkı ve özgürlük tutkusu vardır.
Türk milleti Çanakkale'de elde ettiği üstün başarısı ile tüm Dünya'ya bağımsızlığı ve vatan toprağı söz konusu olduğunda, karşısında hiçbir gücün duramayacağı mesajını en açık şekilde vermiştir.
Çanakkale Cephesi'nin Anadolu halkına verdiği azim, umut ve kararlılık Kurtuluş Savaşı'nın meşalesini de ateşlemiştir. Çanakkale, Türk ulusunun özgürlüğünü elde etmek için ne denli kararlı ve mücadeleci olduğunu sonsuza dek anımsatacak bir "anıt cephe" dir.Bununla beraber Dünya harp tarihi, Çanakkale'de Türk askerinin insancıllığını savaş alanlarında bile yitirmediğine,düşmanına dahi merhamet gösterebildiğine şahit olmuştur.
1934 yılında bizzat Atatürk tarafından kaleme alınıp dönemin İçişleri Bakanı Şükrü Kaya tarafından Çanakkale’de yabancı şehitlere hitaben okunan nutuk Avustralya’da ve Yeni Zelanda’da şehit yakınlarının hislerine tercüman olmuştur.Çanakkale’de savaşan yabancı şehitlere hitaben okunan bu nutuk şöyledir:
“Bu memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçikle yan yana koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız, bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.Türkleri cesur askerler değil, aynı zamanda soylu olarak tanıdıklarını söyleyen Anzakların Atatürk’e olan hayranlıkları ve sevgileri yıllar boyunca sürmüştür. Yıllar boyu süren sevginin bir göstergesi de, 1 Mart 1978’de Avustralya’nın Queennsland eyaletinde açılan Gelibolu Anıt Çeşmesi’ne konan yazıtta Atatürk’ün Çanakkale’de şehit düşen yabancılara hitaben söylediği sözlerin yer almasıdır.
Sonuç olarak diyebiliriz ki Anzakların Türkleri kahraman olduğu kadar yardımsever ve uygar bir milletin evlatları olarak tanımlamalarında kuşkusuz, Türklerin de savaştığı ülkelerin insanlarına düşmanlık hissi beslememeleri, insanî ve medenî hislerle onlara dostluk elini uzatmalarının payı büyüktür.
Her siperde ayrı bir destan başlatan askerlerimiz, düşmana karşı verdiği mukaddes mücadeleyi zaferle sonuçlandırdığında Dünya tarihinin zirve sayfalarına da "Çanakkale geçilmez!" ilkesini bir daha silinmemek üzere yazdırmıştır.
Onlar dönmeyi hiç düşünmediler.
Bu vatanı evlatlarına bırakabilmek için canlarını gözlerini bile kırpmadan verdiler.
Türk savaş tarihine altın harflerle yazılan Çanakkale Zaferi'nin 110. yıl dönümünde bir kahraman olarak ölümsüzleşen Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını,bu güzel vatanımız için canlarını feda eden aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi şükranla anıyor,
aziz şehitlerimize Tanrı'dan rahmet diliyorum.Ruhları şad, mekanları cennet olsun.
Milletimiz, mukaddes vatanımızın korunması için canlarını veren şehitlerini ve gazilerini hiçbir zaman unutmayacak; onların bıraktıkları kutsal mirasa, vatanımıza ve bayrağımıza onurla sahip çıkacaktır.Minnet ve özlemle...
Fatih BENGİ
E.General