Esra Ser

İnsan Olmak Kadar Utanmaktır Mesele

Esra Ser

İnsan Olmak Kadar Utanmaktır Mesele

Ne yersen, o kokarsın. Ne okursan, onu konuşursun. Kimi seviyorsan, kalbin o kadar genişler ya da daralır. İnsan, kendisiyle ilgili tüm cevapları, farkında olmadan hayatına serpiştirir. Yaşayışın ele verir seni, tercihlerin, sevdiklerin, dinlediklerin…

Müzik arşivin kadar kişiliğin vardır. Aşkı sevme biçimin, sevgiye olan şiddetini saklar içinde. En kötüye vereceğin ceza, adalet anlayışını gösterir. Doğduğun toprakları herkes sever ama asıl kimliğin, oraya bir bomba düştüğünde belli olur. Sevgiyi ne kadar kapsayıcı gördüğün, evrene karşı diyaloğundur.

Yağmur altında titreyen bir kediye puslanmıyorsa gözlerin, aşk sözlerini sakın kurma. Komşunla sohbetin kadar yakındır uzaktakine bağın. Mesafe dediğin şey, sadece zamanla ilgilidir. Çünkü bir gecede, bir fincan kahvenin buharında bile birini anabilirsin. İnsan çevresi kadar güçlüdür. Kaç el uzattıysan, karanlığında o dostluklarla sınanırsın. Aile bağın kadar hayata tutunursun. Sana karşı yapılanlara rağmen duruşundur karakterini şekillendiren.

Ve insan… Gizlediği iyilik kadar büyüktür, anne baba sevgisine izin verdiği kadar küçük. Tek bir dünya vardır aslında, vicdanının etrafında dönen. Tüm karakterin, onun içinde geçen bir sınavdır.

Ama en önemlisi, insan olmak kadar utanmaktır mesele…

Utanmak, kendinden, kaçtıklarından, senin yüzünden veya ortak olduğun olaylarda rol yapıp etrafını kandırmandır, onu(ları) üzmemek diyerek keyfini sürdüğünün bilinmesine karşı kurduğun küçük oyunlardan, yaptıklarından, yapmadıklarından, suskunluklarından. Değer verenleri kıymetsiz görmendir. Dünyanın nereye gittiğini görememekten, gördüğünde ses çıkaramamaktan. Vicdanı eline alıp terazisine koymaktan kaçınmaktan…

Çünkü bir insanın, insan kalıp kalmadığını gösteren en büyük duygu, belki de utançtır.

Yazarın Diğer Yazıları